NESAİ SÜNEN-İ KÜBRA

Bablar    Konular    Numaralar

KİTABU’L-CENAİZ VE’T-TEMENNİU’L-MEVT

<< 768 >>

DEVAM: 15- Ölü Arkasından Bağırıp çağırarak Ağlamak

 

أنبأ عمرو بن علي قال حدثنا يحيى قال حدثنا شعبة قال حدثنا قتادة عن سعيد بن المسيب عن بن عمر عن عمر قال سمعت رسول الله صلى الله عليه وسلم يقول الميت يعذب في قبره بالنياحة عليه

 

[-: 1992 :-] Hz. Ömer der ki: Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem):

 

"Ailesinin kendisine feryad ederek ağlaması sebebiyle ölüye kabirde azab. edilir" buyurdu.

 

Mücıeba: 4/16 ; Tuhfe: 10536.

 

 

أخبرني إبراهيم بن يعقوب قال حدثنا سعيد بن سليمان قال حدثنا هشيم قال أنبأ منصور عن الحسن عن عمران بن حصين قال الميت يعذب بنياحة أهله عليه فقال له رجل أرأيت رجلا مات بخراسان وناح أهله عليه ههنا أكان يعذب بنياحة أهله عليه قال صدق رسول الله صلى الله عليه وسلم وكذبت أنت

 

[-: 1993 :-] Hasan anlatıyor: İmran b. Husayn "Ailesinin kendisine feryad ederek ağlaması sebebiyle ölüye kabirde azab edilir" dedi. Bunun üzerine bir adam ona:

 

"Söyle o halde, bir kimse Horasan'da ölse burada bulunan ailesi de onun arkasından feryadı figan edip ağlasa, ailesi kendisine ağladı diye azap mı edilecek yani?" deyince imran şöyle dedi:

 

"Allah'ın Resulü (sallallahu aleyhi ve sellem) doğru söyledi, sen ise yalan söylüyorsun!"

 

Mücteba: 4/17; Tuhfe: 10536.

 

 

أخبرني محمد بن آدم عن عبدة عن هشام عن أبيه عن بن عمر قال قال رسول الله صلى الله عليه وسلم إن الميت ليعذب ببكاء أهله عليه فذكر ذلك لعائشة فقالت وهل إنما مر النبي صلى الله عليه وسلم على قبر فقال إن صاحب هذا القبر ليعذب وإن أهله يبكون عليه ثم قرأت { ولا تزر وازرة وزر أخرى }

 

[-: 1994 :-] ibn Ömer anlatıyor: Nebi (sallallahu aleyhi ve sellem): "Ailesinin kendisine feryad ederek ağlaması sebebiyle ölüye kabirde azab edilir" Bu hadis Hz. Aişe'ye bildirilince şöyle dedi:

 

"Bunu söyleyen kimse hata etmiş. Olayın aslı şöyle: Bir gün Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) bir kabrin yanından geçti. Bunun üzerine Nebi (s.a.v.):

 

"Kabirde yatana azap ediliyor, ailesi ise ona ağlıyor" buyurdu. Hz. Aişe daha sonra şu ayeti okudu: "Hiç kimse hiç kimsenin günah yükünü çekmez."

 

Mücteba: 4/17; Tuhfe: 7324.

 

Diğer tahric: Buhari 3978; Müslim 931, 932; Ebu Davud 3129; Ahmed b. Hanbel 4959.

 

 

أنبأ قتيبة بن سعيد عن مالك عن عبد الله بن أبي بكر عن أبيه عن عمرة أنها أخبرته أنها سمعت عائشة وذكر لها أن عبد الله بن عمر يقول إن الميت ليعذب ببكاء الحي فقالت عائشة يغفر الله لأبي عبد الرحمن أما إنه لم يكذب ولكنه نسي أو أخطأ إنما مر رسول الله صلى الله عليه وسلم على يهودية يبكى عليها فقال إنهم ليبكون عليها وإنها لتعذب

 

[-: 1995 :-] Amre anlatıyor: Hz. Aişe'nin yanında ibn Ömer'in "Ailesinin kendisine feryad ederek ağlaması sebebiyle ölüye kabirde azab edilir" dediği söylenince Hz. Aişe şöyle dedi:

 

"Yüce Allah, Ebu Abdirrahman'a rahmet etsin! O yalan söylemiyor; ama unutmuş ya da yanıimış. Olayın aslı şöyle: Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem), Yahudi bir cenazenin medfun olduğu bir kabrin yanından geçti. Cenazeye ağlıyorlardı. Bunun üzerine Allah Resulü (sallallahu aleyhi ve sellem):

 

"Bunlar ona ağlıyorlar, ama ona kabrinde azap ediliyor" buyurdu.

 

Mücteba: 4/17; Tuhfe: 17948.

 

Diğer tahric: Buhari 1289; Müslim 932/27; Tirmizi 1006; Ahmed b. Hanbel 24115; İbn Hibban 3123.

 

 

أنبأ عبد الجبار بن العلاء بن عبد الجبار عن سفيان قال قصه لنا عمرو بن دينار قال سمعت بن أبي مليكة يقول قال بن عباس قالت عائشة إنما قال رسول الله صلى الله عليه وسلم إن الله يزيد الكافر عذابا ببعض بكاء أهله عليه

 

[-: 1996 :-] Hz. Aişe der ki: Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem):

 

"Allah, ailesinin kendisine ağlaması sebebiyle kafirin azabını artırır" buyurdu.

 

Mücteba: 4/18; Tuhfe: 16227,

 

 

أخبرنا سليمان بن منصور البلخي قال حدثنا عبد الجبار بن الورد قال سمعت بن أبي مليكة يقول لما هلكت أم أبان حضرت مع الناس فجلست بين عبد الله بن عمر وبين بن عباس فبكين النساء فقال بن عمر ألا تنهى هؤلاء عن البكاء فإني سمعت رسول الله صلى الله عليه وسلم يقول إن الميت ليعذب ببكاء أهله عليه فقال بن عباس قد كان عمر يقول بعض ذلك خرجت مع عمر حتى إذا كنا بالبيداء رأى ركبا تحت شجرة فقال انظر من الركب فذهبت فإذا صهيب وأهله فرجعت إليه فقلت يا أمير المؤمنين هذا صهيب وأهله فقال علي بصهيب فلما دخلنا المدينة أصيب عمر فجلس صهيب يبكي عنده ويقول وا أخياه وا أخياه فقال عمر يا صهيب لا تبك علي فإني سمعت رسول الله صلى الله عليه وسلم يقول إن الميت ليعذب ببعض بكاء أهله عليه قال فذكر ذلك لعائشة فقالت أما والله ما تحدثوني هذا الحديث عن كاذبين ولا مكذبين ولكن السمع يخطىء وإن لكم في القرآن لما يشفيكم ألا تزر وازرة وزر أخرى ولكن رسول الله صلى الله عليه وسلم قال إن ليزيد الكافر عذابا ببكاء أهله عليه

 

[-: 1997 :-] ibn Ebi Muleyke anlatıyor: Osman'ın kızı Ümmü Eban vefat ettiğinde insanlarla beraber bulundum. Abdullah b. Ömer/le ibn Abbas'ın arasına oturdum. Bu arada kadınlar feryad ederek ağlamaya başladılar. ibn Ömer dedi ki:

 

"Şu kadınların ağlamalarını engellesene? Çünkü ben Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem)'in: "Şüphesiz ki ölü, ailesinin kendisine ağlamasından dolayı azap görür" buyurduğunu işittim. Bunun üzerine ibn Abbas:

 

"Ömer «Ölüye bir kısım ağlamalardan dolayı azap edilir» derdi" dedi. Bir gün Ömer ile beraber dışarı çıkmıştık. Beyda denilen yerde bulunduğumuzda bir ağaç altında binekli bir grup gördü, "Bak bakalım şu kafilede kim var?" diye sordu. Gittim baktım ki Suheyb ve ailesi...  Hemen Ömer'in yanına döndüm ve:

 

"Ey Mü'minlerin emiri! Suheyb ve ailesi var" dedim. "Suheyb'i yanıma getir" dedi. Derken beraberce Medine'ye girdik. Hz. Ömer suikasde uğrayınca Suheyb oturup yanında ağlamaya başladı. "Ah kardeşim! Vah kardeşim!" diyerek ağlıyordu. Ömer şöyle dedi:

 

"Ey Suheyb! Üzerime ağlama! Çünkü ben Resulullah'ın (sallallahu aleyhi ve sellem): «Ölü, ailesinin bazı ağlamaları yüzünden azilb görür» buyurduğunu işittim." ibn Abbas şöyle devam etti:

 

Bu hadiseyi Hz. Aişe'ye anlattım. Şu karşılığı verdi: "Dikkat edin! Valiahi siz bu hadisi yalancılardan ve yalanla itham edilenlerden nakletmiyorsunuz; fakat kulak yanılabilir. Kur'an'da sizin bu sorunuza cevap olacak size şifa verecek bir ayet var.

 

«Kimse kimsenin günah yükünü çekmez.»" Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) sadece: «Allah, ailesinin kendisine ağlamasından dolayı kafirin azabını artmr» buyurdu."

 

Mücteba: 4/18 ; Tuhfe: 7276.

 

Diğer tahric: Buhari 1286, 1287, 1288; Müslim 928/22, 23- 2/640-642; Ahmed b. Hanbel 288; İbn Hibban 3136.